Vahşi Bir Gürültü ve Karmaşa Durumu: Pandemonium

Marsilya'nın noise-rock üssü olan Pandemonium'un kurucusu Philippe Petit ile söyleştik. İlk aldığın albüm? Kraftwerk'in "Autobahn"ı ve Claude François'nın ilk albümü. 1976'da, 10.yaşgünümde almıştım. Aynı yıl kuzenim bana Stooges, Roxy Music, Velvet Underground, Dictators, Flamin' Groovies, Beatles ve sıkıldığı diğer grupların albümlerini verdi. Bunları keşfetmem bir sonraki yıl ilk plağımı almama sebep oldu: Suicide'ın ilk albümü. Grubun ismi ve kapaktaki yazılışı çok çekici geldi, ben de satın aldım, ama ilk dinlediğimde Vega'nın delirmiş bir adam gibi bağırması beni korkutmuştu. Kendini kaybetmiş gibi. Sonradan sevmeye başladım. Koleksiyonunda en sevdiğin üç albüm veya single neler? Cevap vermem imkansız, çünkü binlerce albümüm var ve zevklerim her gün değişiyor. Neden "Pandemonium"? 90'ların başında dünyanın dört bir tarafındaki pek çok fanzin için yazı yazıyordum. Bir tanesi Atina'dandı ve Merlin's Music Box, Mudhoney, Last Drive, Sonic Youth ve Fugazi gibi gruplarla ilgileniyordu. Fanzinin tasarımı çok güzeldi ve ben onlarla birlikte iş yapmaktan çok mutluydum, o yüzden bir gün editörüne dergiyle birlikte vermek üzere bir toplama albüm yayımlamak ister mi diye sordum. O da bu fikri çok tuttu. Ve böylelikle bu albümü yayımlamak için bir plak şirketi yaratmaya karar verdim ve bunun için Yunanca bir kelime seçtim. Yunan mitolojisinde Pandemonium "cehennemin efsanevi başkenti" demek. Modern dilde ise "". Bu da o zamanki basmak istediğim müziğin iyi bir tarifiydi. Şirketin amacı neydi? Müzik tutkumdan çıktı her şey. 1992'de noise, post-hardcore ve diğer deneysel müzikleri belgelendirmek için kuruldu. Yıllar boyunca şirketin müziği güzel atmosferlere, enstrümantal ya da sinematik ses örgülerine dönüştü. Çarpık, garip ama aynı zamanda büyüleyici ve melodik. 'Dik' duygular için 'paralel' bir müzik. Sevdiğim grupları tanıtmaya, sevdiğim müziğin hak ettiği kabulü biraz vermeye çalıştım. Pandemonium tamamen bitti mi yoksa gelecekte müzik basma gibi bir ihtimal var mı? Kim bilir, çıkardığım kayıtların bazıları hala basılıyor, bazıları hala 'canlı', çünkü bir sürü insan onları dinlemeye devam ediyor. Bazıları tıpkı şarap gibi yıllandı: Guapo, Unsane, Hint, Alboth!, Condense, Tear Of A Doll, Cerberus Shoal, Flying Luttenbachers, Andy's Car Crash... Eski bir rock müzik sever olarak, son dört yılda (Pandemonium'dan sonra) 'yeni' bulduğun topluluk ya da müzisyenler var mı? Rock türünde çok az. Ama hayran olduğum ve Pandemonium'dan sonra başlamasaydı model olarak alabileceğim bir plak şirketi var, o da Ipecac. İyi müzik yazıp üretmenin dışında yaratıcı ve tür-dışı müzik yapan diğer isimlere de yardım etmeyi ve güçlü bir kimliği olmasına rağmen sınıflandırılması zor olan bir plak şirketini kabul ettirmeyi başardı Mike Patton. Plak şirketi kurmak isteyenlere neler tavsiye edersin? Şirketinizi tutkuyla sürdürün, albümlerinizi alan insanlara saygı gösterin (onlarla aynı müzikal ilgiyi paylaşıyorsunuz) ve dürüst fiyatlar, iyi kalitede ve güzel paketlendirilmiş müzik sunmaya çalışın. Bunca yıl o kadar çok grubu canlı seyrettikten sonra seni dağıtan bir kaç isim verir misin? Nerede ve ne zaman? Kraftwerk, Marsilya, 1976. Konserdeki bisi hiç unutmayacağım, grup çalarken birden onların geldiğine ve çift olduklarına tanık olduk. Aslında robotları insanlardan önce bise başlamıştı. İzleyiciler arasında benim gibi 10 yaşındaki bir çocuk için gerçekten bir şoktu. The Cramps, Marsilya, 1981. her tür tarife meydan okudular, punk trash rock garage şovuydu, en iyisi ve en etkileyicisiydi. Gun Club, Marsilya, 1981 ve 1983. Rock tarihindeki en tatlı gülüşe sahipti Pat, sahnede bas ya da gitar çalan bir kız o kadar seksiydi ki... 80'lerde The Fleshtones ile turnelerde geçen zamanlar. Sonunda herkes sahnede kendini onlarla dans ederken buluyordu, inanılmaz partilerdi. Yine o yıllar Fuzztones ile bir kaç konser için yoldaydım, çünkü daha önce hiç o kadar kızı her gece kuliste görmemiştim. Londra'da 80 ortalarında Klub Foot ve Clarendon Garage gecelerinde gördüğüm tonlarca konser. İçlerinde sağ kalan en iyisi The Sting Rays. 1986'da Finsbury Park'daki festivalde Naz Nomad & the Nightmares konseri (Damned grubunun peruk takan ve 60'lı yılların standart parçalarını çalan versiyonu). The Doors'un "Light My Fire"ını çalarken sahneyi ateşe veriyorlardı, ama kelimenin gerçek anlamıyla. Psychic Tv, çok garip... Sonic Youth ses duvarı... Çok kere Jesus Lizard izledim ve her zaman müthişti, özellikle solist penisine çorap geçirdiği zaman... Condense , Fransa'nın en iyi konseri... 90 başlarında Blues Explosion, John Spencer sahnede gerçekten delirmiş bir adamdı.... Fugazi...Bu arada Headcleaner da unutulmamalı, onlar da 90ların en iyi noise gruplarından biriydi ve sahnede oldukça güçlü ve usta.. 1993'de MIMI festivalinde izlediğim The Ex'in Tom Cora ile birlikte verdiği, iki saatten daha uzun süren konser. Huzur içinde yat, Tom Cora! Neurosis, '90 başlarında onları ilk izlediğimde, konser bittiği zaman gerçekten de konuşamamıştım, ağzımdan bir kelime çıkaramamıştım, o kadar etkileyiciydiler!!! 1998'deki turnede haftanın her günü Unsane ve Hint ile birlikteydim, her gece kulaklarım patladı. Geçtiğimiz yıl Guitar Wolf, o kadar vahşiydiler ki başka bir Stooges olabilirlerdi. Haziran ayında Sonar'da seyrettiğim Matmos ile Bjork, Leila, Icelandic String Quartet ve Zeena Parlins, o kadar güzeldi ki. Spaceheads her zaman inanılmazdır sahnede. The Cows, çünkü solist gerçek bir weirdo.. Yüzlerce konser ve binlerce grubun canlı performanslarına tanık oldum ki..liste böyle devam eder ve eder...-) Fransız gruplar Anglo Saxon rock geleneğinden hangi özellikleriyle ayrılıyorlar? Bir takım kültürel özellikler Fransız rock müziğine yansıyor mu? Kesinlikle. Şekerli tatlar ile tuzlu tatları hiç bir zaman birbirine karıştırmayız. Ucuz bira yerine şarap içeriz. Çıkardığın albümler arasında 'zamansız' gördüğün var mı? Neden ? Elbette var. Sebebine gelince: Halen insanlara çaldığımda bir çok kişi hoşlanıyor ve daha da önemlisi ben onları dinleyebiliyorum ve gurur duyuyorum. Tabii ki bu durum bütün çıkardıklarım için geçerli değil. Halen sevdiklerim: HINT: Wu-wei (PAN 028) İnsanın kafasında devam eden hayali bir filme eşlik edebilecek bir film müziği şeklinde tasarlanmış 10 parçadan oluşan kızgın bir güzellik. Çello, keman ve nefeslilerin bir çok parçada eklenmesi, enstrümantasyon ile elektronik ses tasarımlarının biricik bir karışımının oluşmasına yardım ediyor. Hem antik hem modern bir ses örgüsü. ANDY'S CAR CRASH: Formes (PAN 037) Patolojik bir durum. A. C. C. Birbirini anlamayı beceren ve etkilendikleri kaynakları yok ederek kendilerini ifade etme yolunu bulabilmiş beş otistik müzisyenden oluşan bir topluluk. Steve Reich'dan Einstürzende Neubauten'a kadar uzanıyor, tabii Autechre'dan söz etmemize gerek yok. SPACEHEADS: Angel Station (PAN 032) 75 dakikalık ElectroniX, bir trompet ve bir davuldan oluşan ünlü ikilinin groove ile ambiyans karışımı müzikleri. Bütün müzikal kategorileri ve sınırları hiç bir çaba harcamadan kaldırabilmeyi becermiş ender topluluklardan biri. HINT: Dys- (PAN 013) Hervé Thomas (sample'lar, gitar, bas, vokal, piyano) ve Arnaud Fournier'in (gitar, saksofon, trompet, flüt) yarattığı dünya dinleyeni biricik bir boyuta götürüyor... White Noise ile puslu atmosferler arasında bir yer. Bozulmuş sesler, etnik ezgiler, ağlayan nefeslilerin özgün bileşimin ortaya çıkardığı harika yapılar. VA. Compilation Electric Carnival. (Kinetic Vibes - KVCD 002) farklı ülkelerden 23 topluluk. 1991'de yayınladığım bir garage punk manifestosu. Albümde Wille Loco Alexander, Devil Dogs, Cryptones, Dead Moon, Bevis Frond, Outta Place gibi isimler var. Pandemonium'dan önceki plak şirketimin adı Kinetic Vibes idi. UNSANE: Occupational Hazard (PAN 021) New-York şehrinin dünyaca meşhur noise-rock üçlüsü 10. yıllarını bize kaydettikleri en sert ve cezalandırıcı albümle kutlamışlardı. Bunun haricinde, ERASE -yer-HEAD serisindeki single'ların hepsi, çünkü kapak tasarımları ve müziklerin tümü harika. En iyisi Unsane / Hint 45'liği idi ki bu Almanya ve İsviçre'de yasaklandı, İngiltere ve ABD'de ise kapağın gözükmesini engelleyen naylon poşetlerde ve üzerinde "uyarı" yazılı bir etiketle satıldı. Bu oğlumla gurur duyuyorum. VA. PANDEMONIUM: A Wild State Of Noise & Disorder. (PAN 003) Fransız HC/noise sahnesini belgeleyen bir toplama. CONDENSE 1989 ile 1997 yılları arasında yaşamış ve hardcore/noise sahnesinin yolunu açan Fransız topluluk. "AIR" ilk mini CD, tam bir hardcore patlaması! "GENUFLEX" Condense'in ilk albümü, daha da gürültülü ve Fransız bir grubun kaydettiği en iyi bozulmuş (distorted) kayıt. Tarihi bir doküman! "PLACEBO" ise üçüncü ve son albümleri, daha az distortion var ama aynı zamanda daha güçlü, dahiyane bir başyapıt! DRIVE BLIND: Stop Thinking Start Fighting (PAN 001) Şirketin ilk bastığı kayıt, Fransa'nın güneyinden Montpellier'den bir grup olan Dive Blind'ın yaptığı 6 parça. İlerde oluşacak noise rock sahnesinin ilk dönem örneklerinden biri. Melodik, sıkı ve sağlam. CAMP BLACKFOOT: Critical Seed vs. The Spartan Society (PAN 031) Camp Blackfoot'un yaklaşımı kısmen 90ların rock tarzının içe dönük ve bastırılmış doğasına karşı bir tavır olarak gelişti. Slint, Gastr Del Sol gibi toplulukların yaratıcılıklarından etkilendiler, ama bu grupların neden bir taraftan daha karmaşık ve özgün yapıları barındırıp bir taraftan da "rock" yapamadıklarını anlayamıyorlardı. Bu yüzden, Camp Blackfoot rock müziğinin yapısını olabildiğince uç noktalara götürmeyi hedeflerken aynı zamanda bu yaklaşımı özellikle Black Flag, Misfits gibi 80lerin hardcore topluluklarında bulunan duygusal gücü, kızgınlığı ve enerjiyi birleştirmek istediler. GUAPO: Great Sage, Equal of Heaven (PAN 041) GUAPO: Hirohito (PAN 027) Guapo ile iki albüm ve iki single yaptım, bir şarap gibi yıllanmaya devam ediyorlar, bu topluluk bir felaket. Bir sonraki albüm Cuneiform'dan çıkacak, onu takip eden de Ipecac'dan. ALBOTH!: amor fati (PAN 020) İsveç topluluğun altıncı ve son albümü. Alboth! kayıtları bilgisayarda hazırladılar, sonradan enstrümanları, vokalleri, ses ve diğer gerekli gürültü parçacıklarını ekleyip yepyeni bir fikir yarattılar: ne post-rock ne de electronica, kısaca "AMOR FATI" ! CERBERUS SHOAL: Crash My Moon Yacht (PAN 040) Bildiğimiz davul/gitar/bas kombinasyonuna piyano, nefesliler, keman, dijeridu, teremin, flüt ve konga gibi enstrümanların eklenmesi bu topluluğu bir sınıfa koymayı çok zorlaştırıyor. Grup sizi sakinleştirici bir yolculuğa rahatlıkla çıkarabilir. Özgün müziğin dünyasına doğru leziz bir yolculuk. Bütün bu yıllar boyunca bize aktaracağın komik, garip ya da çılgın deneyimlerin, anıların var mı? O kadar çoktur ki... Harika bir hayatın keyfini çıkardığım için kendimi çok şanslı sayıyorum. Umarım bu keyif devam eder. Her sabah kalkıp gün boyunca en çok sevdiğiniz şeyi yapabilmek inanılmaz bir ayrıcalık, bildiğiniz üzere. www.pandemoniumrecords.com